Ön bilgi :
İnsan vücudunun büyük bölümü kıllarla kaplıdır. Kıllar görünüm yanında vücudun ısı dengesinin korunmasında da rol oynarlar. Gebeliğin 2. ayından itibaren üst dudak, kaş ve yanakta ilk kıl tomurcukları görünmeye başlar. Bu tomurcuklanmalar hücre kümeleri şeklinde olup 4. aydan itibaren tüm vücut yüzeylerine yayılarak artarlar .Normal bir erişkin insanda ortalama olarak 5.6 milyon civarında kıl bulunur. Bazı insanlarda kılların normalden fazla olması durumuna Hirsitismus denir. Kılların doğuştan yokluğuna ise Atrichie denir. Tamamen saçla kaplı bir başta ortalama 100.000 adet saç vardır. Bir saçın ortalama ömrü 2-7 yıl arasındadır. Bu süre sonunda saç dökülür ve saç kökünden yeni bir saç çıkmaya başlar .
Saç Nedir?
İnsan saçı keratin denen özel bir proteinden oluşur. Keratin tırnakta da bulunan dayanıklı bir maddedir. Saçlar, epidermis denen derinin en dış tabakasının eldiven parmağı gibi deri içerisine uzanarak oluşturduğu bir kılıf içinden çıkar. Bu kılıfa dış kılıf adı verilir. Bununla saç gövdesi arasında iç kılıf bulunur. İç kılıf ile kıl arasında kütiküla tabakası bulunur. Kılı çevreleyen bu katmanlar bir arada deri içlerine uzanarak bir topuz oluştururlar. Buna bulbus (soğancık) denir. Bulbusun alt ucu yine bir eldivenparmağı gibi oyuk yapar. Bu oyuğun içinde "papilla" bulunur.
Saçın Rengi Nasıl Oluşur?
Saçın rengi genetik faktörlerin etkisi altındadır. Saç rengi ,saçın kalınlığı ve renk maddesinin nitelik ve niceliğine bağlıdır. Saçın beyazlaşması da yine genetik faktörlerin etkisiyle oluşabilir.Androgenetik Alopesi erkeklerde en sık görülen saç dökülme nedenidir.Androgenetik alopesi; erkeklik hormonu olan androgenler tarafından etkilenen, genetik olarak yatkın olan kişilerde genellikle puberte sonrası dönemde 20li 30lu yaşlarda ortaya çıkan ve öncelikle alın bölgesindeki saç çizgisinin çekilmesi ile sonrada tepe bölgesinin incelip açılmasıyla ortaya çıkan durumdur. Bir çok isim verilmesine rağmen en sık kullanılan isimler Androgenetik Alopesi, Male patern alopesi, olağan kellik gibi isimledir. Tüm kafayı kaplayabileceği gibi, büyük sıklıkla şakaklar ve ense bölgesini tutmaz. Bir hastalık olarak kabul edilmez onun yerine erkeklerin karakteristik yapısı olarak kabul edilir. Kadınlarda da Androgenetik Alopesi oluşabilir ancak oluşma şekli farklıdır. Ergenlik dönemi sonrası erkeklerin yaklaşık yarısı androgenetik alopesi ile karşılaşabilir. Androgenetik alopeside üç etken baş rol oynar:
Yaşlanma
Yaşlanan organizmanın dayanıklılığı azalır. Saç da bir organizma parçası olduğundan, geçen yıllar saçların da dayanıklılıgını azaltır. Genetik olarak yatkınlığı olan kişilerde geçen zaman içerisinde saç dökülmesi oranı artar.
Hormonlar
Kellik konusundaki araştırmalar 4000 yıl önce Mısırda başlamıştır. Androgenetik alopesinin ilk tıbbi tanımlamasını M.Ö. 4.yyda Aristo'nun yaptığı söylenmektedir. Filozof kellik ile cinsellik arasındaki ilişkiyi tarif etmiştir. Yıllar sonra bazı araştırmalar yine bu yönde çalışmışlar, kısırlaştırılan erkeklerin kelleşmediklerini tespit etmişler ve Abdülhamit'in döneminde araştırmalar yapmışlardır. Eski ve yeni tüm araştırmalr şunu ortaya koymuştur: Kelleşme ile erkeklik hormonu arasında bir ilişki vardır. Androgen hormonu erkeklik hormonudur. Bir androgen hormonu olan testeron Alfa-5 redüktaz isimli enzim tarafından dihidrotestosterona (DHT) dönüştürülür. DHT de saç kökleri üzerindeki reseptörlere baglanarak etkisini gösterir. Alfa-5 redüktaz enzim eksikliği olan erkeklerde saç dökülmesi oluşmaz. DHT genetik olarak yatkınlığı olan kişilerde anagen faz süresini kısaltır. Bu durum her saç yaşam döngüsünde anajen fazın daha da kısalmasına yol açar. Bu saçın maulaşabileceği maksimum saç uzunluğunun azalması ve saçların genel görünümünde anagen fazında olan saçların göreceli olarak azalması demektir. Katajen ve telojen faz (ara faz ve dinlenme fazı) saçın dökülmesi ile sonlanır. Bu fazlarda süre olarak değişiklik olmaz. Ancak anajen faz kısaldığında herhangi bir anda tüm saç kütlelerindeki oranlar göreceli olarak artmış olur. Bu da orantısal olarak daha fazla saçın dökülmesi demektir.Anajen fazda normalde iki tip saç üretilir: 1. Terminal(kalın ve renkli)saçlar 2. Vellus (ince ve renksiz) saçlar. Bilindiği gibi vellus saçlar daha çabuk dökülen saçlardır. Yine Androgenetik Alopesi kişilerde hormonların ve genlerin etkisiyle terminal saç köklerinde gittikçe hızlanan bir biçimde küçülme (minyatürizasyon) oluşur. Bunun sonucu terminal saçlar vellus saçlara benzemeye başlar. Minyatürize olmuş köklerde zayıf, ince ve renksiz (vellus) saçlar üremeye başlar. Küçülmeye devam eden kökler bir süre sonra mikroskopla incelendiğinde hücre kılıfının bir kalıntısı haline döndüğü görülür ve saç kökü böylelikle yok olur.Hem erkekler hem de kadınlar androjen hormonu taşırlar. Herkeste bu hormonlar olduğuna göre niçin herkesin saçının dökülmediği sorulabilir. Burada genetik taşıyıcılık olması yanında aşağıda belirtilen hususlar da önemlidir:
1.Androgenetik Alopesi olanların saçındaki androjen reseptörlerinin sayısı fazladır. Hormon normal
düzeyde olsa onu bağlayan reseptör çok olduğundan hormonun saç üzerine etkisi çok olmaktadır.
2.Androgenetik Alopesili kişilerin reseptörleri daha hasastır.
3.Androgenetik Alopesili vakalarının Alfa-5 redüktaz enzimi aktivitesi daha fazladır.
Sıklık
Ergenlik dönemi sonrası beyaz erkeklerin %94.96sında alın bölgesindeki saç çizgisinde gerileme olduğu, yaklaşık %50'sinde de alın ve tepe bölgesinde dökülme olduğu belirtilmiştir. Erkeklerin %30'u 25 yaşında, %40'ı 40 yaşında, %50'si 50 yaşında Androgenetik Alopesi belirtisi gösterir. Kadınların %20-30 kadarında da Androgenetik Alopesi görülür.